11 Ekim 2013

Bugünlerde Ne İle Bilişiyorsunuz? (Dört Köşe #06, Şubat 2013)

Bilişim sözcüğü literatürde yerini aldı almasına da bilişimci dediğinizde hala yadırgıyorum biraz. Eskiden “bilgisayarcı” diye geçerdi bilişim işleri ile uğraşanlar. Haklı da bir sebebi vardı bu ifadenin, çünkü kullanılan tek cihaz, ister mainframe, ister Commodore 64, ister PC, sonuçta bir bilgisayardı.

Toplum olarak bilgisayar kavramından çok yüksek beklentilerimiz olduğunu ve bunun sebebinin Uzay Yolu dizisi olduğunu her fırsatta söylerim. Kaptan Kirk’ün “bilgisayar rotayı hesapla” dediğinde ne kaynak, ne hedef, ne hız, ne rota sormadan Atılgan’ı galaksinin bir ucundan öbürüne götüren bir şey olarak belleğimize yerleştirmiştik bu mereti. Sonra gördük ki, bir parantez kapamasan “syntax error” diye ağlayacak kadar zavallı bir makineymiş.

Biz bilgisayarcılar olarak anladık bunu da, toplum o kadar kolay hazmedemedi. “Bilgisayarlı rot-balans” bunun güzel örneklerinden biridir. En az yirmi yıldır vardır sanayide, halbuki bilgisayar dediğinin tek yaptığı ekrana görüntü vermektir; ayarı gene usta yapar.

Ev bilgisayar kullanıcılarının hali daha da eğlencelidir. Akrabalarımıza, arkadaşlarımıza mouse kullanmaktan, disk formatlamaya kadar pek çok garip şey anlatmak zorunda kaldık bilişimin nimetlerinden yararlanabilmeleri için. Amerika’da okuyan oğlu ile ucuza konuşmak isteyen bir annenin çilesi bilgisayarın açılması ile başlıyor, modem ile internete bağlandıktan sonra Skype üzerine tıklayıp bir de oradan çocuğu bulmak şeklindeydi; o da her şey yolunda giderse.

Özetle, ister sanayide olsun, ister evde, bilgisayar ile bilişim uç kullanıcı için biraz zahmetlidir. Bilgisayardan verim alabilmeniz için sizin de bilgisayara emek harcamanız gerekirdi.

Oysa aynı anne, bu işi evine aldığı akıllı televizyonu ile rahat rahat yapabiliyor. Evet, arkada kullanılan teknoloji üç aşağı beş yukarı aynı, ama artık bilişimin nimetlerinden bilgisayar olmadan da yararlanabiliyor.

Bilişim teknolojileri kullanımının genel amaçlı bilgisayarlardan amaca yönelik cihazlar üzerine kaydığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Donanım üreticileri kişisel bilgisayar satış rakamlarının düştüğünü, tablet satışlarında ise gözle görülür bir artış olduğunu söylüyor. Bunun yanı sıra satılan akıllı TV, fotoğraf makinesi gibi cihazların haddi hesabı yok.

Şimdilik bireysel kullanıcı pazarında daha görünür olsa da bu dönüşüm, kurumsal yapılarda da IP tabanlı kameralar, telefonlar, geçiş sistemleri gibi bileşenler ile kendini hissettiriyor. Endüstriyel kullanımda, artık yol bilgisayarı standart donanım haline gelirken, havaalanı, banka gibi pek çok yerde kioskların varlığına pek alıştık. Üretim bandı bulunan her kuruluşun otomasyonu bilişim ile yapılıyor.

Bilişimin masaüstü, işletim sistemi gibi bilişimcilere has kavramlara gerek kalmadan üç beş tuşa basarak kullanılması hoş bir durum olsa da işin arka tarafı bambaşka soruları getiriyor beraberinde: Ne olacak bu cihazların hali?

Neyi kast ettiğim Stuxnet olarak bilinen ve İran’ın nükleer reaktörlerini hedef alan saldırı ile örneklenebilir. Genellikle nükleer reaktörünün soğutma sistemlerini denetleyen bilişim cihazlarını etkileyen bir siber saldırı, bazı nükleer reaktörlerin devre dışı kalmasına neden olmuştu. O tarihe kadar bu bilişim cihazlarının güvenliğini sağlamak çok kimsenin aklına gelmemişti.

Java’da bir açık varsa, aynı açık yol bilgisayarımızda da var. Evde bilgisayarlarımıza anti virüs yüklüyoruz da, akıllı TV’mize ne yükleyeceğiz? Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış bankamıza ait bütün kioskların yönetimini nasıl yapacağız?

Amaca yönelik bilişim cihazlarının kullanımının yaygınlaşması biz bilişimcileri eski usul yöntemlerin yanında farklı çözümler oluşturmaya yönlendiriyor. Yük son kullanıcıda değil artık; gerçek anlamda arka planda kalan bilişimcilerde.

Önümüzdeki yıllarda bilişim cihazlarının yönetimi, güvenliği ve bu cihazlar ile uygulamalara erişim sağlama yöntemleri, bilişim ile uğraşanları oldukça uğraştıracak. Bana da 2-3 makalelik daha malzeme çıkar buradan.

Bu yazı daha sonra düzenlenerek Telekom Dünyası'nın 126. sayısında yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder