22 Aralık 2019

Yağmurda Yürümek

Siz hiç yağmurda yürüyüşe çıktınız mı? Çıkmışsanız bizzat yaşamışsınızdır, çıkmasanız da aşikardır zaten. Islanırsınız. Yağmurda yürümenin doğal sonucudur bu.

Diyebilirsiniz ki, “evde çok bunaldım, yağmura rağmen çıkıp yürümem lazım”. Kimsenin size bir diyeceği yok, çıkın tabi. Ama yağmurda yürüyecekseniz, büyük ihtimalle kendi başınıza yürürsünüz. Kimsenin gelip de sizinle beraber ıslanmasını bekleyemezsiniz. Ya da gelip siz yürürken şemsiye tutmasını.

Yağmurda yürüyüşe çıkıp ta evde kalanlara “ıslandım” diye şikayet de edemezsiniz. Kimse sizi kolunuzdan tutup dışarı atmadı. Daraldınız mı, keyfinizden mi, onu bilemez kimse de, sonuçta hür iradenizle çıktınız dışarı. Yürüyüşünüzün keyfini çıkarın siz. Ama evde kalanlara bulaşmayın.

Siz kapıdan çıktıktan sonra evde kalan televizyon mu seyreder, yemek mi yer, ona da karışmayın artık. O yürüyüşü yapmak nasıl sizin hakkınızsa, kendi bildiği gibi yapmak da evde kalanın hakkı. Kapıdan çıkarken “ben gelene kadar şu işleri yap sen” hiç diyemezsiniz. Yürüyüşünüzün ortasında telefon açıp “ya bi çay koy da ben gelene kadar demlensin” diye evde kalan her ne yapıyorsa onun arasına iş buyurmaya da hakkınız yok. Ha, her şey hak hukuk değil tabi, bu tür şeyler isteyemezsiniz demiyorum. Ama yapıp yapmaması sizin iradenizde değil, onu da evde kalanın keyfi bilir.

Evde kalan ıslanmaz haliyle. O da sizin yürüyüşten aldığınız keyfi alamaz. Onun da size “sağdan git, soldan gitme” deme lüksü yoktur; yürüyüşe çıkarak kendinize bu özgürlüğü edinmişsinizdir. Belki de bu özgürlük için yağmurda yürüyüşe çıkmışsınızdır zaten, kim bilir?

Evde kalan evini, yağmurda yürüyen yolunu dert eder. Evde kalanı sel mi basar, yağmurda yürüyen çamura mı batar, bunların hepsi biraz da hayatın cilvesi, kader ve kısmet meselesidir. Ama ne olursa olsun bir şey kesindir.

Yağmurda yürüyen ıslanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder