
O zamankinden çok farklı olsa da bugünlerde de başka bir tür savaş rüzgarı varlığını hissettiriyor. Aslına bakarsanız yıllardır hafif hafif esiyordu zaten ama Sony Pictures Entertainment’ın hacklenmesi olayı ile şiddetini yeniden hissettirdi.

İlk önce dördü daha yayına girmemiş beş Sony filmi internete sızdırıldı. Ardından hem şirket içi gizli dokümanlar, hem de şirketin birlikte çalıştığı oyuncu ve diğer ünlülerle yaptığı yazışmalar gözler önüne serildi. Jessica Alba’nın otellerde kullandığı takma addan, Leonardo DiCaprio hakkında “alçak” ifadesi kullanılan e-postalar, oyuncuların filmlerden aldıkları ücretler, henüz çekimleri süren son Bond filmi Spectre’nin de dahil olduğu pek çok senaryo şimdiye kadar ifşa edilen değişik bilgiler arasında yer alıyor.
En sarsıcı olan ise söz konusu gurubun bir Sony filmi olan The Interwiev (Röportaj) ile ilgili yaptığı
tehdit oldu. “Uyarı: Filmin galası da dahil olmak üzere “Röportaj”ın gösterildiği yerlerde terörizmde eğlence arayanların ne kadar acı bir kadere mahkum olduklarını size açıkça göstereceğiz.” diye başlayan ve “11 Eylül 2001’i hatırlayın” ve “Kendinizi bu mekanlardan uzakta tutmanızı tavsiye ediyoruz” ifadelerini de içeren muhtıra sonucu Sony filmin galasını ve tüm diğer gösterimlerini iptal etti.

Böylece batı dünyası yıllardır kendisine farklı yollardan kafa tutan Kuzey Kore’ye karşı ciddi bir yenilgi yaşadığını itiraf etmiş oluyor.
Tabi “tencere dibin kara, seninki benden kara” misali, 2010’da İran nükleer santrallerini durduran Stuxnet saldırısının ardında da Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu konusunda hem kamuoyu hem de pek çok uzman hemfikir. Hindistan kasıtlı olmasa da kendisine de bulaştırarak sorun yaşattığı için Amerika’dan tazminat istiyor.
2007 yılında çıkan Bronz Asker heykeli krizinde de Rusya Estonya’ya karşı büyük bir siber saldırı düzenlemiş ve Estonya kurumlarına ciddi zarar vermişti. “Bilgi Çağı”nda, bilginin barındırıldığı ortam olan bilişim sistemlerinde büyük çaplı bir savaşın rüzgarları esiyor etrafımızda. İkinci Dünya Savaşı öncesi Avrupa’da yaşanan ufak tefek çarpışmalar misali. Neyse ki bu çarpışmalar da şimdilik sanal; henüz bu savaşlarla ilgili doğrudan kan dökülmedi. Ama Sony’yi hackleyen gurubun uyarısı bu çarpışmaların fiziksel dünyaya geçmesinin an meselesi olduğunu hatırlatıyor. Çarpışmalarda bazen bir taraf galip gelir, bazen öbürü. Savaşı da kazanan bir taraf olur elbette ama her zaman zararı gören savaşa alet olan masumlardır. Umarım 21. yüzyılın siber savaşında tek zarar gören veriler, sistemler olur. Savaşsız, hastalıksız ve mutlu günler geçirmeniz dileklerim ile yeni yılınızı kutluyorum.
Bu yazı daha sonra düzenlenerek Telekom Dünyası'nın 149. sayısında yayınlanmıştır.